Ayy, hayat ne güzel!
Ücretsiz iznimin, ev hanımlığımın en güzel demlerindeyim. E son aylar malum. Bi daha çocuk da doğurmayacağıma göre! Yani büyük konuşmuş olmak istemem ama iki çocuk yeter gibime geliyor. Yahu tek başıma doğurup büyütüyorum ben bunları A'dan Z'ye. Naz kazık kadar oldu, iki saat birine bırakmışlığım yok. Yada ağzına bi kaşık çorba sokanım. Melek' i doğurdum, onda da öyle. Yedi aylık oldu sıpa. Çok seviyorum onu. İkinci bahar gibi bişey o, çok tatlı. Özlüyor insan küçük bebek sevmeleri falan herhalde İlk dişi, kakası, yaptı yapamadı, uyku düzeni, noluyo bööle falan derken, kahrolası gazdan çekmediğim dertler, çile kalmamışken....büyüdü gitti işte.
Dolayısıyla benim bakıp büyüttüğüm çocuk sayısını iki ile çarpabiliriz. Sezaryen doğurup iki gün yatmışlığım yok benim be! Üçüncü günümde kaynanamın "bulgur pilavı iki dakkada olur, yapıver bari!" demişliği var ayol, benim de yapmışlığım... Onuncu günümde üstüme çemkirmeleri, ağızlarına ne gelirse falan...Evi terketme pozları. La, lohusa la bu kadın, azcık saygı. O doğumdayken evini su basmış bu kadının, dokuz aylık karnı burnunda haliyle yaptığı ettiği herşey ziyan olmuş, yalan olmuş, durur durur ağlar bu kadın su baskını evine eşyalarına baktıkça, bunu da mı görmezsiniz, yanar içi...
Babasıyla kavga etmiş aynı gün, aniden girdiği doğumdan haberdar edilmedi diye trip atmakta kendisi çuvalla. Karısı desen ayrı bi kategori...Gelmemişler bile doğuma, ilkinde de aynı şeyi yapmış olmasına rağmen babası yine yapmış yapacağını....
Bu kız narin, bu kız kırılgan şu an, yapmayın bari, şimdi, şu zaman yapmayın...Sonra akıtın zehrinizi. Yok mu onun da içinde biriktirdikleri, yığınla sitemi yok mu sanıyorsunuz. Ama şu an yeri değil işte, sonra...
Melek' in doğumuyla birlikte öyle çok yerden kırdılar ki beni, asla onarılamayacak açılan yaralar...Asla unutulmayacak... Arkamda bırakıyorum ben yalnızca, unutmuş gibi yapıyorum, ama bende bıraktığı izleri unutmam mümkün değil. Hayat akıp giderken, eşimin ailesidir, babamdır diyorum ve yoluma devam ediyorum. Öyle olmasa, bu her aklıma gelişinde gözlerim dolar, aynı acıyı tekrar takrar yaşar, aynı duyguların bir kez daha esiri olur muydum?
Boğazıma kocaman bir yumru yerleşiyor böyle olunca...
Rabbim, tek dileğim, kızlarıma aynı acıları asla yaşatma, onları koru ve esirge tüm kötülüklerden ve kötü insanlardan. Yanlarında olabilmem için bana güç, kuvvet ve sağlık ver. Annesiz anne olmalarını istemiyorum. Çünkü ne kadar zor olduğunu yaşamayan bilmiyor.
Ne yazının başlığıydı bu, ne de yazmak istediklerimin kırkta biri...Nasıl oldu, nerden geldiyse konu kalktı buralara geldi...Ne kadar mutluydum oysa, sabah kahvemi içmiş, kızımın doğum günü için uygun Elsa kıyafeti bulmuş, Meleğimi uyutmuş, ev hanımı modunda, sakin, dingin falan....